Dalış Turları
Dalış Turizmi Tarihçesi
Yüzyıllardır insanlar nefes tutarak dalmayı dünyanın çeşitli yerlerinde uygulamışlardır. İlk defa en az 5000 sene önce insan okyanus dipleri ile tanışmış ve aklı ve keşfetme arzusu ile bugünkü duruma gelmiştir. Suyun altını keşfetmek belki de her insanın düşlerini süslemiştir. Avlanmak, keşfetmek, tekneleri tamir etmek veya ele geçirmek istekleri, hazineler bulma hayalleri su altında uzun süre kalabilme isteğini arttırmıştır. 16. yüzyılda yüzeyde hava ile doldurulan dalış çanları keşfedilince belkide ilk defa suyun altında uzunca bir süre kalabilme imkânı doğmuş oldu. 16. yüzyılda İngiltere ve Fransa’da deriden yapılmış bütün dalış elbiseleri 20 metre derinlikte denemeye başladı. Satıhtan elle kürükler vasıtası ile pompalanan hava metalden yapılmış tamamen kapalı kaskların içine verilmekte ve dalıcının hem basıncını ayarlamakta hemde hava vererek suyun daha derinlerine inmesini sağlamakta idi. 1830 yıllarına kadar bu sistem özellikle gemi enkazlarındaki çalışmalarda kullanılmıştır. 17. yy başlarken teknolojik ve bilimsel gelişmeler su altını keşfine büyük bir ivme kazandırdı. Paul Bert ve John Scott Haldane tarafından Fransa ve İskoçya’da yapılan bilimsel çalışmalar sayesinde suyun basıncını vücut üzerinde yaptığı etkileri ve emniyetli dekomprasyon limitlerini tanımlamak mümkün oldu. Aynı zamanda kompresörlü hava pompaları, regülatörler, vs suyun altında uzun bir süre kalabilmeye imkan verdi. 20 yy’a gelene kadar gaz karışımları geliştirilene kadar sert kasklı tiplerde herhangi önemli bir gelişme olmamıştır. Helyum-Oksijen karışımının ilk büyük kullanımı USS Squalus denizaltısının 1939 da çıkartılmasıdır. Sert kasklı sistem bugün ticari olarak kullanılan en popüler sistemdir. Geliştirilen gaz karışımları ve dekomprasyon tabloları dalıcıların suyun altında daha uzun süre kalmasına olanak vermiştir. Dezavantajıysa dalıcının hareketlerini sınırlamasıdır. Bu sınırlama scuba ekipmanlarının geliştirilmesi ile kısmen aşılmıştır. Modern şekilde geliştirilen Dalış Ekipmanları ile günümüzdeki konforlu, güvenli dalış imkanını yaratmıştır.
Dalış Turizmi Türkiye
Türkiye’nin sahip olduğu kıyıların tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapması arkeolojik değerler bakımından ülkeyi zengin kılmaktadır. Dolayısıyla, Anadolu’nun coğrafi konumu ve sahip olduğu boğazlar tarih boyunca ticaret gemilerini Anadolu kıyılarında yer alan limanlara çekmelerine ya da bu kıyılara yakın seyretmelerine neden olmaktaydı. Eski Çağ’da Anadolu’yu çevreleyen denizlerde gemiler, yol gösterici cihazlarının bulunmaması nedeniyle kıyılara yakın seyretmiş, sis, bilinmeyen kayalıklar ya da ani gelişen fırtınalar nedeniyle bir kısmı kıyılara yakın batmıştır. Bu durum Türkiye kıyılarını su altı dalış turizmi ve su altı arkeolojisi açısından oldukça cazip kılmaktadır.
Su altı dünyası, birçok insanın keşfetmekten büyük keyif aldığı bir dünya olma özelliği taşıyor. Bu dünyada yaşayan canlılar ve yüzlerce yıllık kalıntılar, size başka bir dünyanın kapılarını aralayabiliyor. Her dalış esnasında çok farklı ve daha önce hiç görmediğiniz canlıları keşfetmek için dalış yapabileceğiniz birbirinden muhteşem su altı dalış merkezleri bulunuyor. Dilimize aletli dalış olarak çevrilen “scuba” dalışı, dalmaya yeni başlayanlar için, rekreasyonel dalış ve sportif dalış olmak üzere iki tür seçenek sunar. Bunlardan turizmle bağlantılı olarak yapılan rekreasyonel scuba dalış eğlendirici yanlarıyla her yıl binlerce insanı kendine çeken bir etkinliktir.
Sportif dalıcılar daha sık dalış yaparlar. Rekreasyonel dalıcılık için derinlik limiti 30 Metre iken, sportif dalıcılıkta bu limit 40 metredir. Bu gün dünyada ve ülkemizde rekreasyonel ve Sportif scuba dalış eğitimi veren kurumlar vardır.
Albatros Yatçılık’ın sizlere sunduğu Dalış Programı ile hem eğlenceli hem de eğitici turlardan profesyoneller ve amatörler sıklıkla faydalanmaktadır. Siz değerli misafirlerimizi aramızda görmekten memnuniyet duyarız.